31 Mart 2015 Salı

Efendim cereyanımızı kestiler

Bizim ufaklık bugün okulda elektrik üretimi için kullanılan kaynaklar ve evimizdeki elektrikli aletler konulu bir sunum yapacaktı. İster misin tam sınıfa dönüp "merhaba arkadaşlar" diyeceği sırada gitsin elektrik? Böyle olduysa güzel yurdum barındırdığı emsalsiz ironilerden birini de o an sınıfta bulunan minikler için sergilemiş demektir :)

Hazırlıksız yakalananlar bir tek minikler değil elbette.

Ruslar yaptı. Kesin.
Planlı bu canım. Doların yükselişini durdurmak için...
İran'ın oyunu. Çok net.
PKK Keban barajını patlatmış.
Cumhuriyet savcısını rehin alanlar elektrik sistemini hack'lemiş.
Paralel güçler ana hatlara sabotaj yapmış.
Seçim oyunu bütün bunlar. Bariz yani.
EMP yedik ey ahali!

Beklenmedik enerji kesintisini müteakip 1-2 saat içinde duyduğum kesin (bakın, olası demiyorum, kesin!) sebeplerden bazıları bunlar.

Eh, takvimlerin 31 Mart'ı devirdiği bu dingin saatlerde, bazen koca bir 1 Nisan şakasını andıran bu çılgın memlekette, analiz-tahlil sırası nihayet bendenize de gelmiştir diye umuyorum. Ve sevgili arkadaşım, yüksek müsaadenle ben bu garip günün -kendimce, naçizane- tek gerçek sebebine işaret etmek istiyorum.

Öncelikle not düşmem şart tabi; insanları dış görünüşleriyle yargılamaktan nefret ederim. Yargılayanlarla da pek geçinemem. Gel gelelim bu gece küçük bir istisna yapıp şımartacağım kendimi. Ve şu sıfata dikkatlice bir bakmaya davet edeceğim seni:

















Şimdi samimi söyle:
Elektrik aldın mı? :)
Valla ben almadım. Alamıyorum.
Şu karizmatik suratın kıvrımlarında, şu sofistike bakışların dehlizlerinde her ne enerji kırıntısı mevcutsa bana uzak, bana meçhul kardeşim.
Gel bir daha bakalım:





















I-ıh.
Yok abi.
Çevir sesi bile gelmiyor.

Şimdi sen bilmezsin (gerçi bizim ufaklığın sunumu olmasa ben de bilmeyecektim); o dev türbinlerde enerji üretmek için kullanılan doğal kaynaklar 'yenilenebilir ve yenilenemeyen' olmak üzere ikiye ayrılıyormuş. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir türden 'yeşil' kaynaklar, çevre dostu üretim sağlıyormuş. Çok fazla kirli atık oluşturup çevreyi tehdit etmesiyle ünlü kömür tarzı fosil yakıtlar ise yenilenemeyen kaynak sınıfına giriyormuş. İnsan sağlığına ve şehirlerin güvenliğine en şiddetli tehlikeyi oluşturan uranyum da öyle...

Peki kömür ve uranyum gibi kötü şöhretli tabii kaynaklar için şu yorumları kim yapmış olabilir acaba?

- Kömürün politik enstrüman olarak kullanımı ve çevresel açıdan zararları hakkındaki soruya: "Bazı arkadaşlar diyor ki 'niçin kömür dağıtıyorsunuz?'. Yani kozalak mı dağıtalım vatandaşımıza?" (12.07.2013)
- Uranyum politikası ve Türkiye'de kurulması planlanan nükleer güç santrallerinin tehlikeleri üzerine: "Bekarlık, nükleer enerjiden daha tehlikeli. ABD'de bekarlar evlilere göre 6 yıl daha az yaşıyor." (05.04.2011)

Evet, doğru tahmin ettin (ettin di mi?):
Sevgili 'tabii kaynaklar' bakanımız Taner Yıldız bu.
Yukarıdaki karelerde nur yüzüyle müşerref olduğun devlet adamı.
Hani seçim zamanı elektrikler kesilince "trafoya kedi girdi yaw" diyen adam...
Hani ihmali yüzünden göçen Soma'da takım elbisesi kirlenir diye madencilerin elini bile sıkmayan bakan...

Hah işte bu arkadaşımız gibiler yüzünden düşüyor enerjimiz. Bu gibi yontulmamış arkadaşlar yüzünden dönüyoruz yontma taş devrine. Çaktın?

Bak meseleyi biraz daha açayım...
Bir fotoğraf daha koyayım önüne:














Bu kim, bildin mi?
Meyhane-rock akımının son neferi?
Kadıköy-Kartal hattının bıçkın minibüsçüsü?
Eyüpspor'un tribün lideri?
Facebook'tan günde on kıza bu pozu yollayıp "tanısan seversin" yazan abazan apaçi?
Hm?

Yok, değil hiçbiri.
Bu arkadaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın atadığı son danışman.
Evet, buna danışacak koskoca bakan!

Çiçeği burnunda bakanlık müşavirimiz Alaattin Ünüvar, 25 yaşında. Yağmaya Ankara'dan katılıyor.
Atılım Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi...
Rutgers University Preparation (yani, bildiğin hazırlık) okumuş bir aslan parçası...
Engin akademik ve profesyonel birikimi ile sayın bakana ışık tutacak.
AKP Gençlik Kolları'nda görev almış, dile kolay. Biliyorsunuz, bu gençlik kollarının kurucu murahhas azalarından birisi Nikola Tesla idi. Elektriği iyi bilirler.
TBMM Sağlık ve Çalışma Komisyonu Başkanı (komisyona gel bu arada) Sayın Necdet Ünüvar'ın oğlu kendisi... Ama tabi bunun hiç ilgisi yok atamayla. Alaattin'in referansı Tesla.

Demem o ki sevgili arkadaşım...
Gavurun meritokrasi, bizimse liyakat olarak adlandırdığımız sisteme bu kadar aykırı gidiliyorsa, titrine bakılmaksızın sırf yandaş diye ne kadar cibiliyetsiz varsa bir çatı altına toplanıyorsa, ve sen bu sırtlanların av partisine ağzın bir karış açık bakmaktan ötesini yapamıyorsan elbette ki çökerler bu memleketin boğazına.
Elbette bugün elektriğin kesilir, yarın ekmeğin... öbür gün kellen.

Sen daha MOSSAD'dasın, Fethullah'tasın. Beyhude düşman arayışın.
Hani demiş ya adamın biri: "Sen gibi dostum varken neme gerek düşman?"
Şu gözünün önündeki 3 resme derin derin bir bak da akıllan.

İyi geceler hadi.